Sitemizi kullanabilmeniz için tarayıcınızda javascriptlerin çalışmasına izin vermelisiniz.
Onceki
Kapat
Bekleyiniz, resim yukleniyor...
Sonraki
Sonraki
PetVet
Pzt - Ct  09:30 - 20:00
Pazar  10:00 - 18:00
Profesyonel olarak eğitilmiş hayvanların -örneğin körler için eğitilen köpeklerin- insan hayatına yarar sağladığı aşikarken evcil kedi köpek hatta fanustaki sıradan ufak japon balığının bile sağlığımıza olumlu etki ettiği kabul edilmektedir.

Petlerimiz yalnızlığımızı alır, stresimizi azaltır, sosyal ilişkilerimizi geliştirir ve oyuna, egzersize zaman ayırmamızı teşvik ederler.

Her şeyden önemlisi bize karşılıksız sevgi ve sadakatla bağlıdırlar. Bir hayvana sahip olmak bile daha uzun yaşamamıza etki eder.

Bir çok pet sahibi hayvan beslemenin verdiği neşe ve mutluluğun farkına varmış olsa da bu tüylü sokulgan ve oyuncu arkadaşlarımızın zihin ve beden sağlığımız üzerinde olumlu etkilerinin farkında değildirler.

Bu olumlu etkiler son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda kanıtlanmış olup Amerikan Kalp Sağlığı Birliğinin (American Heart Association) açıklamaları arasında özellikle köpek sahiplerinin kalp hastalıklarına yakalanma risklerinin düştüğü ve daha uzun yaşama kavuştukları belirtilmiştir.

Çalışma sonuçlarında ayrıca şu hususlar tespit edilmiştir;
  • Pet sahipleri hayvan beslemeyenlere oranla daha az depresyona girerler.
  • Stresli durumlarda pet sahipleri diğer insanlara göre daha düşük kan basıncına sahiptirler.
  • Pet ile oynarken dopamin ve serotonin seviyeleri yükselir, böylece daha sakin ve huzurlu hissedilir.
  • Pet sahiplerinin trigliserid seviyeleri (kalp hastalığının indikatörü ) hayvan beslemeyenlere oranla daha düşüktür.
  • Kalp krizi geçiren pet sahipleri hayvanı olmayana göre daha uzun yaşamaktadır.
  • 65 yaş üstü pet sahipleri, olmayanlara göre daha az doktor ziyareti yapmaktadır.
  • “Köpek sahibi olanların yaptıkları egzersiz kalp sağlığı için çok yararlı dır. Ayrıca sadece bir balığı bile seyretmenin kas tonusunu gevşettiği ve nabzı düşürdüğü tespit edilmiştir.
  • Alzhemier ve demans hastalarında değişik davranış problemleri gelişebilmektedir. Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir çalışmada evlerinde pet bulunan alzhemier hastalarının daha az stres ve endişeli davranış gösterdiği tespit edilmiştir.
  • Petler pozitif yönde konuşmadan iletişim kurabilen canlılardır. İyi eğitilmiş, yumuşak huylu bir köpek alzeimer hastasının agresif davranışlarını-azaltır ve hastayı sakinleştirir.
  • Alzeimer hastalarının davranış problemini tetikleyen unsurlar arasında bazen bakıcılarının stresli olmaları yatar . Zaman ve emeğe daha az ihtiyaç gösteren kedi veya bir kafes hayvanının varlığı bazen alzeimer hastasına bakmakla yükümlü olan kişilerin stresini alır ve onlarında modunu yükseltir.
  • Çocuklara olan etkilerinden kısaca bahsetmek gerekirse; petlerle büyüyen çocukların daha az alerji ve astım gibi hastalıklara yakalandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca peti olan çocuklar sorumluluk almayı,empati kurmayı,merhamet beslemeyi öğrenir. Ailelerinin aksine petler hiçbir zaman emir vermez ve kritik etmez, her zaman sevgi gösterirler onların varlığı çocuklarda güven duygusunu geliştirir. Anne ve babanın olmadığı zamanlar da evde onların varlığı bile ayrılık endişesini azaltır. Yapılan çalışmalarda görülmüştür hiperaktif veya fazla agresif çocuklar bir hayvanın varlığında daha sakin davranmaktadır.
  • Burada unutulmaması gereken çocuğun ve petin “iyi davranış yönunde” mutlaka eğitilmesi olmalıdır.
  • Bazı Otizmli ve diğer öğrenme güçlüğü bulunan . çocukların  petlerle insanlardan daha güzel ilişki kurdukları görülmüştür.

Bu terapatik (iyileştirici) etkilerinin yanısıra , kedi ve köpekler insanların en temel ihtiyacı olan birine dokunma hissini karşılamaktadırlar.

Yapılan gözlemlerde hapishanelerde yatan en zorlu suçluların bile uzun süre bir petle iletişim içine girdiklerinde davranışlarında olumlu gelişmeler olduğu tespit edilmiştir. Okşamak, kucaklamak sarılmak hatta bu sevimli hayvanlara dokunmak bile bizi sakinleştirir ve yumuşatır en stresli olduğumuz zamanlarda bile!

Hayatı bizle paylaşarak yanlızlığımızı unuttururlar, bazıları bizim egzersiz ihtiyacımızı tamamen giderirler ki bu da moralimizi yükseltir.

Hayvanı olan insanların daha mutlu, bağımsız ve daha öz güveni yüksek olduğunu belirtirken kendi yapımıza uygun hayvan seçmenin öneminden bahsetmeliyiz.

Ülkemizde de her geçen gün evinde hayvan besleyen insan sayısı artmakta olup ortama olarak 3.8 milyon hayvanın sahipli olduğu ancak maalesef bunlardan bir milyon kadarının bir yıl içinde sokağa veya barınaklara bırakıldıkları bildirilmektedir.

Hep birlikte daha büyük farkındalıklarla onlara sahip çıkma dileği ile

Dr. Emel Başaran
Veteriner Hekim