Sitemizi kullanabilmeniz için tarayıcınızda javascriptlerin çalışmasına izin vermelisiniz.
Onceki
Kapat
Bekleyiniz, resim yukleniyor...
Sonraki
Sonraki
PetVet
Pzt - Ct  09:30 - 20:00
Pazar  10:00 - 18:00
Lenfoma, lenf düğümlerinin ve lenfatik sistemin kanseridir. Bu kanser belirli bir bölgede lokalize olabilir veya tüm vücuda yayılabilir.

Lenfatik sistem, lenf düğümlerini, dalak ve bademcikler gibi özel lenfatik organları ve lenfatik damarları içerir. Lenfatik sistem bu bileşenleri ile, vücutta sıvıların ve diğer maddelerin hareketi dahil olmak üzere vücutta bir dizi önemli rol üstlenir ve ayrıca toksinlere veya enfeksiyonlara yanıt olarak bağışıklık işlevlerini yerine getirir.


Köpeklerde lenfoma yaygın mıdır?

Lenfoma, köpeklerde, kanser teşhislerinin %15-20'sini oluşturan nispeten yaygın bir kanserdir.

Orta yaşlı ve yaşlı köpeklerde en yaygın olan kanser türüdür ve bazı ırklar bu türe yatkındır. Golden Retrieverlar, Boxer, Bullmastiffler, Basset Hounds, Saint Bernardlar, İskoç Teriyerleri, Airedale Teriyerleri ve Bulldoglar lenfoma geliştirme riskini taşırlar. Bu, doğrulanmamış olmasına rağmen, lenfomada genetik bir bileşen olabileceğini düşündürmektedir.


Köpeklerde şiddeti ve prognozu değişen dört farklı lenfoma türü vardır.

1. Çok merkezli (sistemik) lenfoma; bu, en yaygın köpek lenfoması türüdür. Çok merkezli lenfoma, köpeklerdeki lenfoma vakalarının yaklaşık %80-85'ini oluşturur. Çok merkezli lenfomada, vücuttaki lenf düğümleri etkilenir.

2. Alimenter(sindirim) lenfoma; bu terim, gastrointestinal sistemi etkileyen lenfomayı tanımlamak için kullanılır. Alimenter lenfoma ikinci en yaygın lenfoma türüdür.

3. Mediastinal lenfoma; bu nadir lenfoma formunda göğüsteki lenfoid organlar (lenf düğümleri veya timus gibi) etkilenir.

4. Ekstranodal lenfoma; bu tip lenfoma, lenfatik sistemin dışında belirli bir organı hedefler. Ekstranodal lenfoma nadirdir, ancak ciltte, gözlerde, böbrekte, akciğerde veya sinir sisteminde gelişebilir.



Lenfomanın klinik belirtileri nelerdir?

Çok merkezli (sistemik) lenfomalı köpeklerde, lenfomanın ilk belirtisi lenf düğümlerinin şişmesidir. Boyun, göğüs, koltuk altı, kasık ve dizlerin arkasında bulunan lenf düğümleri genellikle en görünür ve gözlemlenmesi en kolay olanlardır. Bu lenf düğümlerinin şişmesi, köpeğin sahibi tarafından veya ilk olarak rutin bir fizik muayenede veteriner hekim tarafından fark edilebilir. Bu köpeklerin çoğunda, teşhis sırasında herhangi bir klinik hastalık belirtisi görülmez, ancak tedavi edilmezse kilo kaybı ve uyuşukluk gibi belirtiler geliştirmeye devam ederler.

Diğer, daha az yaygın lenfoma formlarında, klinik belirtiler etkilenen organa bağlıdır. Alimenter lenfoma gastrointestinal lezyonlara neden olarak kusma, ishal ve kilo kaybına neden olur. Mediastinal lenfoma, göğüs içinde göğüs boşluğunda yer kaplayan ve genellikle öksürük ve nefes darlığı ile sonuçlanan lezyonlar oluşturur. Ekstranodal lenfomanın etkileri, tutulan organa bağlı olarak önemli ölçüde değişir.


Lenfoma nasıl teşhis edilir?

Büyümüş lenf düğümleri olan tüm köpeklerde lenfoma yoktur. Büyümüş lenf düğümleri, enfeksiyonlar veya otoimmün hastalıklar nedeniyle de oluşabilir, bu nedenle veteriner hekiminiz köpeğinizin klinik belirtilerinin nedenini belirlemek için testler yapacaktır.

Lenfoma tanısında kullanılan en yaygın test ince iğne aspirasyonudur. Bu testte büyümüş bir lenf düğümünden (veya başka bir organdan) ince bir iğne ile  örnek hücreler alınır. Bu hücreler daha sonra mikroskop altında incelenir ve lenfomayı gösteren kanserli hücrelerin kanıtları varsa aranır.


"Lenfoma tanısında kullanılan en yaygın test ince iğne aspirasyonudur."

İnce iğne aspirasyonu sonuçsuzsa veya lezyonun konumu nedeniyle yapılması pratik değilse, bu kez biyopsi yapılabilir. Biyopsi, bir doku örneğinin lenf düğümünden veya lezyondan cerrahi olarak çıkarılmasını içerir. Bu örnek işlenecek ve mikroskop altında incelenerek lenfoma varlığı aranacaktır.

Veteriner hekiminiz ayrıca bu durumdaki hastanın (köpeğinizin) genel sağlığını değerlendirmek için temel tarama amaçlı kan tahlilleri yapacaktır. Bu kan çalışmasının iki bileşeni vardır. Tam bir kan hücresi sayımı, köpeğinizin kanındaki hücre tiplerinin incelenmesini, kırmızı kan hücrelerinin, beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin miktarlarının değerlendirilmesini içerir. Köpeğinizin iç organlarının işlevini değerlendirmek için bir serum biyokimyası kullanılır.

Köpeğinize şayet lenfoma teşhisi konulursa, veteriner hekiminiz lenfoma hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bir tedavi planı geliştirmek için ek testler isteyebilir. Bu ek testler şunları içerebilir:
  • İmmünohistokimya; Bu test, iki farklı lenfoma tipini ayırt etmek için özel boyalar kullanır: B hücreli lenfoma ve T hücreli lenfoma. Köpeğinizin lenfomasının B hücreli mi yoksa T hücreli lenfoma mı olduğunu belirlemek, prognozla ilgili bilgi sağlayabilir.
  • Akış sitometrisi; bu, B hücresini T hücreli lenfomadan ayırt etmek için kullanılabilecek başka bir testtir.
Ayrıca köpeğinizin lenfoma derecesini belirlemek için ek testler de önerilmektedir. En yaygın olarak röntgen veya ultrason gibi görüntüleme yapılmakta ve sonuçlar değerlendirilmektedir.

Lenfomanın beş aşaması vardır. Evre I ve II köpeklerde nadiren görülürken, Evre III-V daha yaygındır.
  • Evre I: sadece tek bir lenf düğümünü içerir.
  • Evre II: diyaframın sadece bir tarafındaki lenf düğümlerini içerir (sadece vücudun önünü veya arkasını etkiler).
  • Evre III: generalize lenf nodu tutulumu gözlemlenir.
  • Evre IV: karaciğer ve/veya dalağı içerir.
  • Evre V: kemik iliği, sinir sistemi veya diğer olağandışı yerleri içerir.


Lenfoma nasıl tedavi edilir?

Lenfoma kemoterapi ile tedavi edilir. Kullanılan çeşitli prosedürler vardır, ancak çoğu haftalık olarak verilen çeşitli enjeksiyonlardan oluşur. Neyse ki köpekler kemoterapiyi insanlardan daha iyi tolere etme eğilimindedir; kemoterapi sırasında nadiren tüylerini kaybederler veya biraz hasta gibi görünürler. Kemoterapinin en yaygın yan etkileri arasında kusma, ishal ve iştah azalması yer alır, ancak bu etkiler tüm köpeklerde görülmez. Kemoterapi seansları öncesinde yapılan kan testleri ile hastanın bağışıklık sistemi (kan sayımı) kontrol edilir ve uygun dozlarda tedavi gerçekleştirilir veya hastanın durumuna göre ertelemeye gidilir  ve bu arada uygun tedavi ile hasta seansa hazır hale getirilmeye çalışılır.

Düşük dereceli lokalize lenfomanın belirli türleri için cerrahi ve/veya radyasyon uygun olabilir, ancak çoğu vaka cerrahi veya radyasyonla başarılı bir şekilde tedavi edilemez.

Hasta faktörleri veya sahibinin mali kısıtlamaları nedeniyle kemoterapi bir seçenek değilse, palyatif tedavi önerilebilir.  Palyatif tedavi lenfomayı tam olarak tedavi etmese de klinik belirtilerde geçici bir azalma sağlayabilir ve hastayı bir süre rahatlatır.


Lenfoma için prognoz nedir?

Lenfoma prognozu, yalnızca özel testler ile belirlenebilen çeşitli özelliklere bağlı olarak değişir.

Ortalama olarak, tedavi almayan (veya tek başına prednizon ile tedavi edilen) köpeklerin beklenen hayatta kalma süresi 4-6 haftadır.

"Kemoterapi ile ortalama remisyon 8-9 aydır, kemoterapi ile ortalama hayatta kalma süresi yaklaşık bir yıldır."

Kemoterapi ile lenfoma sıklıkla remisyona sokulabilir. Lenfoma hiçbir zaman tam anlamıyla "iyileşmemiş" olsa da remisyon, tüm lenfoma belirtilerinin geçici olarak çözülmesini tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Yine, ortalama verilere göre bazı köpekler daha az yaşarken bazı köpekler bir yıldan fazla yaşayabilir. Veteriner hekiminiz, lenfomayı daha iyi karakterize etmek için ek testler uygular ve evcil hayvanınızın prognozu hakkında daha spesifik bilgiler sağlayabilir.

Hastalıkların tanısı ve tedavisi veteriner hekimlik alanında  gelişen ve yenilenen imkanlarla daha hızlı olup bu makale de sadece genel bir tanımlama yapılmaya çalışılmıştır. Makalenin amacı umutsuzluk değil umudu taze tutmaya yönelik farkındalık yaratmaktır.

Hayvan sahipleri ve veteriner hekim olarak görevimiz onlar için en iyisini yapmaya çalışmak ve düzenli olarak medikal taramalarının ve muayenelerinin senede en az iki kez yapılmasını sağlamaktır.